22 Nisan 2008 Salı

Depresyon Nedenleri

  • Uyku rahatsızlıkları (aralıksız uyuyamama, uyku tutmaması, Sabahın erken saatlerinde uyanıp tasalanmaya Eğilim gösterme halleri, aşırı uyku ihtiyacı)
  • Boğazında ve göğsünde darlık hissetme
  • İştah bozuklukları
  • Kilo kaybı
  • Kabızlık
  • Baş ağrıları
  • Boyun veya bel omurgasında ağrılar
  • Mide barsak rahatsızlıkları
  • Kalp rahatsızlıkları


Önce ev doktorunuz sizi muayene edecek olup, bu rahatsızlıklara organik
bir neden bulması halinde tabii ki önce bunları tedavi edecektir.
Ancak yoğun muayenede bile organik bir bulgunun tespit edilememesine
rağmen yukarıda sıralanan belirtilerden şikayetçi olmaya devam etmeniz, sizin "hastalık hastası" olduğunuz anlamına gelmez. Hastalarımla yaptığım sayısız
görüşmelerden çıkardığım sonuca göre hastaların çoğu, bu bedensel şikayetlerin arkasında bir depresyonun yatabileceğini kabullenme konusunda zorlanmakta olup,
depresyon tedavisi ile birlikte bu şikayetlerin de ortadan kalkacağına bir türlü inanamamaktadırlar. Yani başarılı bir tedavinin en başta gelen şartlarından biri, bu şikayetlerin bir depresyona işaret edebileceğini kabullenmektir.

Bu bedensel şikayetlerin yanısıra hastalık sürecinde ruhi semptomlar da ortaya çıkmaktadır. Bu belirtiler kapsamında hasta, gitgide hayattan zevk alamamakta, içinde bir umutsuzluk hissi gelişmekte ve bir daha iyileşmeyeceğinden endişe etme halleri artmaktadır. Artık hiçbir şeyden haz alınamıyor, hatta bazı hastalar iç dünyalarının
tamamen tükendiği veya çöktüğü hissine kapılıyorlar. Özellikle de hayattan zevk alamama, hobilere olan ilgilin azalması veya yok olması, günlük işlerin üstesinden gelebilme yeteneğinin ortadan kalkması ve aynı zamanda bu kaybın yol açtığı başarısızlık hissi, bu hastalıktan muzdarip insanların güncel hayattaki rollerini yerine getirmede ne kadar zorlandıklarını da göstermektedir. Bu hastalar, hayatlarını alışık tarzda sürdürebilme yeteneklerini kayıp etmekten utanıyorlar.

Ağır ve hatta tedavisi mümkün olmayan bir hastalığa yakalanmış olma korkusu, sonuçta umutsuzluğa yol açmakta. Bundan dolayı bazı hastalar, huzursuz ve tezcanlı görünmekte ve çoğu zaman son iradelerini kullanmak suretiyle kendilerine yöneltilen beklentileri alelacele yerine getirme çabası içine girmektedirler. Bazı hastalar da bunun tam tersine, donuk bir yüz ifadesi ile tamamen ilgisiz bir şekilde odada oturmakta, kendi iç dünyalarına çekilmekte ve diğer insanlarla hiçbir şekilde iletişime girmemeye çaba sarf etmektedirler.

0 yorum: