14 Ağustos 2008 Perşembe

Kaygı ve Panik Atak

Kaygı evrensel bir insan deneyimi ve duygusudur. Doğum sonrası insanın kendini var edişi bilinmezlik ve korkuyla mücadele, engellenme ve örselenmelerin yarattığı kaygıyla baş etme sürecidir. Ancak bir yere kadar sağlıklı olan bu duygunun yaşanması bir noktadan sonra kişinin yaşamını ve diğer insanlarla olan ilişkilerini olumsuz olarak etkilemeye başlar.Panik bozukluk, psikiyatrik bozukluklardan kaygı (anksiyete) bozuklukları içinde tanımlanmaktadır. Anksiyete (kaygı, bunaltı) her insan tarafından yaşanan bir duygudur. Asıl amacı, yaşamın sürdürülmesi ve uyum davranışının gelişimini sağlamaktır. Ancak bir yere kadar sağlıklı olan bu duygunun yaşanması, bir noktadan sonra kişinin yaşamını ve diğer insanlarla olan ilişkilerini olumsuz olarak etkilemeye başlar. Bunaltı duygusu, olaylara içerdikleri tehlikelerle orantısız, uygunsuz ve abartılmış yanıtlar verilmesine neden olur. Bunaltı, çeşitli bedensel ve ruhsal belirtilerle kendini gösterir.Hastalığın tarihçesi Amerikan iç savaşına kadar uzanır. Bir doktor askerler arasında herhangi bir yapısal bozukluk bulunmamasına rağmen şiddetli göğüs ağrısı, çarpıntı ve diğer kardiyak bulgularla seyreden bir tablo belirler ve bu tabloya da “irritabl kalp” adını verir. Sigmund Freud ise bu duruma “anksiyete nevrozu” adını vermiştir.

0 yorum: