14 Ağustos 2008 Perşembe

Panikte Bilişsel Davranışçı Yaklaşım

Bilişsel Davranışçı Yaklaşım
Bu yaklaşımın temel elemanları şunlardır:

- Klasik koşullanma: Agorafobik hastalar korktukları ortamlarla sistematik bir şekilde yüzleştiklerinde kaçınma davranışı ile panik ataklarının sıklığı ve şiddeti azalmaktadır. Ancak hastaların büyük bir bölümünde fobik kaçınmaya yol açan herhangi bir çevresel etmen ayırt edilememektedir.

- Korkudan korkma: Hafif bir baş dönmesi şeklindeki oldukça zararsız bir bedensel yakınma, öğrenilmiş çağrışımlar aracılığıyla kısa bir süre sonra ortaya çıkacak bir panik atağın ön belirtisi olarak değerlendirilir.

- Katastrofik (felaketçi) yanlış yorumlama: Panik bozukluğu olan hastalar, atak sırasındaki belirtilerini yanlış bir biçimde yorumlama eğilimindedirler. Söz gelimi göğüs ağrısı yakınması hasta tarafından bir kalp krizi geçirmekte olduğu biçiminde değerlendirilebilir. Yani bazı kişiler, bazı bedensel belirtileri gereksiz yere tehlikeli olarak algılarlar ve yapılan olumsuz yorumlar panik ataklarına neden olur. Tehlikeli olarak yorumlanan bu uyaranlardan sonra ortaya çıkan bedensel duyumların da yanlış olarak yorumlanmasıyla kişi kısır döngü içine girer.

- Anksiyete duyarlılık: Panik bozukluğu olan hastaların anksiyete duyarlılıkları artmış olduğu için stres veren durumlar karşısında zararsız bedensel duyumları gelişebilir ve bunlar yanlış bir şekilde yorumlanabilir. Ayrıca bu hastalar tekrar bir panik atak geçirebilecekleri yolunda otomatik düşünceler geliştirirler. Bu ve benzeri otomatik düşünceler, kendi savunmalarını küçümsemelerine ve güven duygularının yıkılmasına yol açar, böylece hasta, kelimenin tam anlamıyla anksiyete sarmalına kapılır.

Sonuç olarak sorunu salt biyolojik ya da psikopatolojik yönden ele almayan bütünleyici bir yaklaşım modelinin daha gerçekçi olduğunu söyleyebiliriz.

0 yorum: